Taksim, Tepebaşı’nda Fransız mimar Alexander Vallury tarafından 1892 yılında inşa edilen Pera Palas Hotel 130 yılı bulan geçmişiyle sadece bir otel değil adeta bir müze olma özelliği taşıyor.
Pera Palas, yapıldığı yılların en yeni teknolojisi ile donatılmış bir otel. O günler için büyük bir lüks sayılacak elektrik ve içinde oturabileceğiniz kadife kaplı bir sıra olan asansörü bile oteli kendi döneminde sıradışı bir yer yapmaya yetiyor.
Fakat yine de Pera Palas’ı farklı kılan ne görkemli eşyaları, ne de dönemine göre ileri sayılan teknolojik donanımı.
Kurulduğu günden beri birçok ünlü misafiri ağırlayan ve birçok tarihi karara tanıklık eden otelin şimdiye kadar ki en önemli konuğu olan Atatürk’ün bugün müze haline getirilen odasında bulunan ve hala motiflerindeki gizemi açıklanamayan Hint halısı.
1. Dünya Savaşı sonunda İstanbul’un işgali sırasında Atatürk, annesinin Beşiktaş Akaretlerdeki evi işgal kuvvetlerince gözetim altında olduğu için, Pera Palas’ın birinci katındaki 101 No’lu odada sık sık kalır. Bu odada fikir arkadaşlarıyla buluşur ve durum değerlendirmesi yapılırdı.
Cumhuriyet’in ilanından sonra yabancı konuklarını Dolmabahçe’nin yanı sıra Pera Palas’ın birinci katındaki 101 numaralı odasında da ağırlayan Atatürk’ün bugün müze olarak kullanılan odasında, içlerinde; manevra gözlüğü, okuma gözlüğü, diş fırçası, diş tozu, çatal, bıçak, elbise fırçası, çay fincanı, kahve fincanı, mahmuz, takim elbise, markalı iç çamaşırları, muhtelif şapkalar, pijama ve terlikleri bulunan 37 parça özel eşyası sergileniyor. Ancak, odadaki en ilginç eşya kimliği hâlâ bilinmeyen Hintli bir mihracenin Atatürk’e armağan ettiği, değerli taşlarla ve altın sırma ipliklerle süslü ipek bir seccade.
Seccadede ki saat motifinin anlamı
1929 yılında, bir Hint mihracesi, Atatürk’le görüşmek ister ve randevu için müracaat eder. Bu isteği kabul edilen mihrace, görüşmeden sonra Atatürk’e Hint işi ipek bir seccade hediye eder. Bu armağan, Atatürk’ün İstanbul’a geldiğinde sıklıkla ikamet ettiği Pera Palas’taki 101 numaralı odaya gönderilir.
1938 yılına kadar sıradan bir ipek seccade olan mihracenin armağanı, Atatürk’ün vefatından sonra gizemli bir hal olur.
Araştırmacılar seccadenin üzerinde çok ilginç motifler olduğunu fark ederler. Seccadedeki 20 santimetre çapındaki saat motifi Atatürk’ün beyin ölümünün gerçekleştiği zaman olan 9:07’yi göstermektedir. Şaşkınlık yaratan gizem araştırmacılara göre bununla da sınırlı değildir. Seccadede yanyana sıralanmış on kasımpatı çiçeği ise, Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım’ı çağrıştırır. Bu gün gizemini hala koruyan seccade Atatürk’ün müzeye çevrilen odasının duvarına asılarak muhafaza edilmektedir.