M.Ö 6000 yıl öncesine ait olan bir Sümer tabletinde “Güneş Sistemimiz” açıkça resmedilmiş. Bu astronomi bilgisi binlerce yıl önceden nasıl biliniyordu…
Gökten inen Tanrıların uygarlığı olarak anılan Sümerler, dünya dışı varlıklarla temasa geçen en eski uygarlıklardan biridir. Sümerler aynı zamanda bilinen ilk uygarlıktır. Yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen veriler uygarlığın tarihini M.Ö. 240.000’lü yıllara kadar geri götürür. Çivi yazıları da Sümerlerin geçmişinin çok gerilere uzandığını kanıtlar. Bu kültürün binlerce yıldır gömülü olan çamur tabletlerinin deşifre edilmesi, M.Ö.450.000’e kadar uzanan kökler çıkarmaktadır.
Sümer mitlerine göre Tanrılar ateşten gemilerle yolculuk ediyorlardı. Bu Tanrılar daha sonra dünyaya inmişler, Sümerler’in ilk ataları ile birleşerek Sümer ırkını meydana getirmişler, ardından da yıldızlara geri dönmüşlerdir. M.Ö. 3000 yıllarında yaşamış olan tarihçi Berose’ye göre Fırat kıyılarında konaklayan Sümer halkı, denizden gelen yarı insan yarı balık şeklinde yaratıklar tarafından eğitilmişti. Buna göre Güneş Tanrısı Utu, aşk Tanrıçası Inanna ve gökyüzü Tanrısı Enlil kozmostan gelmişlerdir. Tanrı Enlil dünyalı Meslamtaya ile birleşmiş ve onu ilahi tohumla hamile bırakmıştır. Yine bu mitlere göre, yazı ve metal elde etme formülü Sümerler’e Tanrılar tarafından öğretilmiştir.
Sümerler’in Tanrıları tasvir etmek için en çok kullandıkları sembol yıldız ya da yıldızların çevresinde dönen değişik boyuttaki gezegenlerdir. Ayrıca kafasında yıldızlar taşıyan, kanatlı toplarla gökyüzüne uçan Tanrı resimleri de vardır.
SÜMERLERİN ŞAŞIRTICI BİLGİLERİ
· Sümer toplumu, astronomi bilgileri geniş, matematik bilgileri şaşırtıcı, sanatları ve mimari teknikleri kusursuz olan bir toplumdur. Öyle ki Ninova kalıtlarında bulunan bir hesabın sonucu 195.955.200.000.000 sayısına kadar varır. Oysa Batı uygarlığının atası sayılan Yunanlılar, uygarlıklarının en parlak döneminde bile 10.000 sayısının üstüne çıkamamış ve 10.000’den ötesini ‘sonsuz’ olarak kabul etmişlerdir. Sümerler, Ay’ın dönüşlerini, bugünkü hesaplardan sadece 0.4 saniye farkla bulmuşlardır.
· Sümerlerin belge damgalamak, ve aynı zamanda Hazine görevi de yapan tapınaklardan vergi toplamak için kullandıları silindir mühürler, insanoğlunun yaptığı ilk minyatür anıt örnekleridir ve evrenden dünyamıza yapılan Tanrısal ziyaretlerin etkileyici kanıtlarıdır. Bu mühürleri incelediğimizde ilginç mitolojik sembollere ve yıldızlar, gezegen sistemleri, kanatlı küreler ve uzayda yüzen cisimler gibi astronomik figürlere rastlarız.
· Günümüzde hepimiz biliyoruz ki; dev gezegenler olan Jüpiter ve Satürn’ün ötesinde daha belli başlı olan Uranüs ve Neptün ile küçük bir gezegen olan Pluton uzanır. Fakat böyle bir bilgi oldukça yenidir. Uranüs, 1781 yılında, gelişmiş teleskopların kullanılması yoluyla keşfedilmiştir. 1846’da ise Neptün’ün yeri, astronomlar tarafından, matematiksel hesaplamaların yardımıyla kesin olarak belirlenmiştir. Neptün’ün bilinmeyen yerçekimsel bir çekim gücünün etkisi altında olduğu anlaşılmış ve 1930’da Pluton’un yeri keşfedilmiştir. Oysa Sümerler binlerce yıl öncesinden tüm bu bilgilere sahiptiler.
Daha da ilginci, Sümerler Nibiru adlı bir başka gezegenden daha bahsetmişler ve bunun güneş sisteminin dışında bulunan ve güneşin geniş eliptik yörüngesine takılarak 3,600 dünya yılı süresince burada kalan bir gezegen olduğunu söylemişlerdir.
Kaynak Sirius UFO
Sümer Mitolojisinde Enki
Sümer mitolojisinde su, zeka ve yaratmanın tanrısıdır. Daha sonraları Babil mitolojisinde Ea olarak anılmıştır.
Enki’nin baş tapınağı Eridu’daki é-engur-ra yani “(su) derinliğin evi”dir. Enki, Me olarak anılan kutsal güçlerin koruyucusuydu.
Enki, Sümer panteonundaki tepesindeki 4 yaratıcı tanrıdan biridir. (Diğerleri Enki’nin babası olan Enlil, Enlil’in annesi olan Ninhursag/Ki ve babası olan An’dır) Panteonda yeri An ve Enlil’den sonra gelmesine karşın zamanla An’ın önemini kaybetmesi ile 2 sıraya yükselmiştir. Sümer panteonunun en güçlü tanrısı Enlil olmasına karşın icra edici olan tanrı Enki idi. Bu yüzden Sümer destanlarında adına en çok rastlanan tanrıdır.
Su tanrısı olarak sınıflandırılmıştır. Sümer ülkesine bereket veren Dicle ve Fırat nehirleri Enki’nin penisinden fışkıran su ile oluşmuştur. İnsanı yaratan, tohumların yeşermesini, hayvanların üremesini sağlayan, en güçlü büyüleri yapan tanrı Enki’dir. Enki’nin resimlerinde keçi ve balık sıklıkla kullanılmıştır. Balık figürü zaman içinde su ya da nehire dönüşmüştür, bu yüzden nehirli tanrı da denilir.
Enki’nin önemli rol oynadığı 5 mit şunlardır:
Enki ve Ninhursag: Sümer Cennet Miti
Enki ve Ninmah: İnsanın Yaratılışı
Enki ve İnanna: Yeryüzünün ve Kültürel Süreçlerin Düzenlenmesi
İnanna ve Enki: Uygarlık Sanatlarının Eridu’dan Uruk’a Aktarılışı
Enki ve Eridu: Su Tanrısı’nın Nippur’a Yolculuğu
Bu mitlerde anlatılan öyküler belli değişikliklerle Asur, Elam, Hitit, Yunan, İbrani edebiyatına ve dinsel metinlerine girmiştir. Sami dillerinde Enki adı Ea olarak anılmış, Akad/Asur mitolojisine bu adla yerleşmiştir. İbranilerin tanrısı Yahweh de Enkiye dayanmaktadır.