Adıyaman’da bir ailenin gittiği her yerde esrarengiz bir şekilde yangın çıkması görenleri hayrete düşürüyor.
Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlı Narince köyünde yaşayan Çelik ailesinin evi cayır cayır yanıyor. 5 yıldan beri aynı evde oturan aile 1,5 aydan beri rahat uyku uyuyamıyor. Ahmet Çelik ve ailesinin gittikleri her yerde esrarengiz bir şekilde yangın çıkıyor.
Gazeteciler yaşanan bu olayı haber yapmaya gittiklerinde evde çıkan iki farklı yangın görüntülendi. Aile çıkan yangınları anlatırken ilk olarak evin ahırında yangın çıktı. Ahırdaki yangını söndürme çalışmaları devam ederken, bu kez de evin oturma odasında duvarda asılı duran mont yandı. Kameraların açık olduğu esnada ortaya çıkan esrarengiz yangınlar gazeteciler ve köylüleri hayrete düşürdü.
Ahmet ve Sevran Çelik çifti ile toplam 7 çocuğunun yaşadığı evde 1,5 ay önce başlayan yangınlara çare bulamayan aile can korkusu yaşıyor. 2 gün önce evin küçük kızı Büşra tuvalete girdiğinde üzerindeki montun yandığını ve küçük kızı yanmaktan son anda kurtardıklarını belirten aile fertleri, evin cinler tarafından yakıldığını savunuyor. Evin duvarında, tavanında dahi yangın çıkıyor. Çelik ailesinin evinde bulunun tüm eşyaların yanması nedeniyle eşyalar dışarı çıkartıldı. Aile fertleri yangınların sona ermesi için kurban kestiler fakat yangınlar devam etti.
Kahta ilçesinde akrabaların evine gittiklerinde orada evin cinler tarafından taşlandığını, köyde başka bir eve gittiklerinde o evde yangın çıktığını belirten aile fertleri, petrol istasyonunda geceledikleri bir gün petrol istasyonunda da yangın çıktığını ifade ettiler.
Kimseye gidemediklerini ve çaresizlik ve korku içersinde yaşadıklarını kaydeden Ahmet Çelik, “Evimizde bu yangın devam ediyor. Bir köşeyi söndürüyoruz, diğer taraf yanıyor. Elbise, yatak ne varsa ateş alıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu işi bilen birisi varsa gelip bu ateşi söndürsün. Artık çocuklar korkuyorlar. Ev oturulmaz bir hale geldi. Kendi kendine yanıyor. Evde hiçbir şey kalmadı. Bu konuya çare bilen varsa bize Allah rızası için yardım etsin. Biz nereye gidiyorsak orada ateş devam ediyor.
Ben Kahta’ya gittim. Kahta’ya taş attılar ve bütün camlar kırıldı. Bunun üzerine köyde bir yere taşındık orada da yangın çıktı. Biz nereye gidiyorsak orada yangın çıkıyor. 5 seneden beri oturuyorum ama son 1,5 aydır devam ediyor. Petrol istasyonuna gittik, bir gece orada kaldık, orada ateş çıktı. Yangını zorla söndürdük. Misafirliğe gidiyoruz, misafirliğe gittiğimiz yerde yangın çıkıyor” dedi.
Ahmet Çelik’in amcaoğlu Yunus Emre Çelik ise yanan elbiseyi göstererek yeğeninin son anda yanmaktan kurtarıldığını dile getirdi.
Adıyaman’ın Kahta ilçesi Narince köyünde bir ailenin başı yangınlarla dertte. 9 kişilik Çelik ailesi, 45 günden beri gittikleri her yerde yangın çıkmasından dolayı şaşkın. Psikolojilerinin bozulduğunu belirten Çelik ailesi, sebebini anlayamadıkları yangınlar yüzünden çocuklarının okulu bıraktığını söyledi.
Bulundukları ortamlarda çıkan yangınlardan bezdiklerini belirten baba Ahmet Çelik, “Yaşanan bu olaylar bizi canımızdan bezdirdi. Ben bu evi yapalı 5 yıl oldu. 5 yıldan beri bir olumsuzluğun yaşanmadığı evde son 45 gündür acayip şeyler oluyor. Kendiliğinden yangınlar çıkıyor. Evimizde hiçbir şey kalmadı. Her şeyimiz yandı. Dün çocuğun üstünde montu yandı. Son anda çocuğu yanmaktan kurtardık. Bunu söndürdükten sonra kızımın başında ki eşarp tutuştu.
Onu da son anda söndürdük. Hocaların yanına gittim, onlar dediler ki sen cinlere zarar vermişsin. Onlar senden intikam alıyorlar. Size musallat olmuşlar.” dedi. Bu yangınlardan dolayı Kahta’ya taşındıklarını belirten Ahmet Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yaşanan bu olaylardan sonra belki mekan değişikliği yaparsak sorun ortadan kalkar dedim. Taşındım, ama olmadı. 2 gün bir şey olmadı. Daha sonra eve taşlar gelmeye başladı. Sonra yine kendiliğinden çıkan yangınlar başladı. Tekrar eve geldik. Misafirliğe gidiyoruz, orası yanıyor.
Çocuklar amcalarına gidiyor, oralar yanıyor. Gittiğimiz her taraf yanıyor. 24 saat hem biz hem akrabalarımız, hem de köylüler çıkan yangınları söndürmek için nöbet tutuyor. Ben buradan sesleniyorum lütfen Türkiye’de bu problemi çözecek birisi varsa Allah rızası için yardım etsin. Perişan olduk. Çocuklarımın psikolojisi bozuldu.” Ahmet Çelik’in kardeşi Mehmet Çelik de olayın vahametinin büyük olduğuna işaret ederek, “Ağabeylerimin ve yeğenlerimin durumları içler acısı. Bu olay onların psikolojisini bozduğu gibi köyün de psikolojisini bozdu. 24 saat nöbet tutuyoruz. Çıkan yangınları söndürüyoruz. Yangının nerede çıkacağı bellisiz. Her an her yerde çıkabiliyor.
Bize misafirliğe geldiler. Ahırda yangın çıktı. İneklerimizi zor kurtardık. İçeride oturuyoruz, birden perdeler tutuştu. Bizlerde psikoloji falan kalmadı. Kimse çalışmıyor artık. Bittik yani. Ne olur bu problem çözülsün dayanamıyoruz artık.” diye konuştu. Aileye yardımcı olmak için İstanbul’dan gelen Ahmet Çelik’in amcaoğlu Hüseyin Çelik, tüm kamu kurumlarına gittiğini, ama bu olay için ellerinden gelen bir şeyin olmadığını söyledi. Bir başka amcaoğulu Yunus Emre Çelik bir olayı anlatırken şöyle konuştu: “Birisinde yangın çok büyük olmuştu. Karakol komutanı da geldi. Yangını söndürdük. Biz olanları anlattık. Ama böyle olacağına inanmadılar. Her pencerenin önüne bir askeri nöbete koydu.
Askerin yanında perde yanmaya başladı. Ondan sonra hepsi şoke oldu. Ayrıca o asker 1 hafta hastanede psikolojik tedavi gördü.” ifadelerini kullandı. Bu tılsımlı aileyi haberleştirmek için eve giden basın mensupları da şoke oldu. Yaptıkları haberden sonra beklemeye başlayan basın mensupları kendiliğinden çıkan yangınları görünce gördüklerine onlar da inanamadı. Evde yanmayan hiçbir şey olmazken, duvarda bulunan dini içerikli takvim ile Kuran’ı Kerim’in yanmaması dikkat çekti.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.